Uyumlanma aşkına
- Pınar Demirtaş Turan
- 28 May 2024
- 3 dakikada okunur
Bu aralar influencerları bolca LinkedIn de takip ediyorum. Sürekli yeni jenerasyon farkları ve kötü mülakatlar hakkında bombalama var ortalıkta.
Geçen gün gittiğim tek kişilik bir gösteride şu söylemi duydum ve satın aldım; "Yeni jenerasyon ile farklarımıza bakarken hep eleştiriyoruz ve aslında onların sahip oldukları hedonizm ve sınırsız özgüveni kıskanıyoruz", dedi Okan Çabalar.
Şimdi bu fikri evirip çevirirken farkettim ki kısmen haklı aslında.
Bizim zamanımızda diye başlayan söylemler, Sümerlerden beri var.
Bu söylemi ilk kitabelerine yazan uygarlık, ilk uygarlık ve düşünün ki geçmiş jenerasyolar(lar,lar,lar) bizden ne kadar farklı yetiştirildi.
Sunumlar, yabancı ülke değişim programları, onu yemezsen bu da var sunumlu mutfaklar, 8 saatlik örgün öğretim üstüne özel hocalar ile donanım desteği programları, kapıdan alınıp kapılara bırakılmalar, toplu taşıma ve yalnız başına mücadeleden uzak izole koruma modelleri...bu örnekler ve binbir benzeri ellerinin altında yetişmiş bir grupla, x jenerasyonunu aynı ofise kapatıp sonuçta uyum ve başarı bekliyoruz. Dahası uyumlanması gereken hep bir önceki jenerasyon, yani biziz şu anda.
İşe alım yaptığım bir dönemde saat 17.00 de mülakatı olan bir genç adayı ailesi son model arabaları ile 18.00 de şirkete getirdi. Evde bekleyen bir ailem kapımda da mülakata gelmiş bir genç kadın vardı. Ben her daim gerekli mi gereksiz mi bilmeden korduğum görev bilincim ile adayı ofise aldım, tüm şirket evlerine gitti ve mülakatı gerçekleştirdim. Aday o kadar gamsız, işe ve şirkete karşı o kadar ilgisiz ve o kadar rahat bir profil çiziyordu ki kendi kendime şunu sordum sonunda, bu güzel kadın benim kendisi için ortaya koyduğum çabanın yarısını bile sunmadan, umursamadan, önemsemeden burada oturuyor ve ailemden en az 1 saat çalıyor.
Haklılık mı mutluluk mu bir diğer yazım olacak ama bence, ben kendi kendime sonsuz görev bilincim ve kurumsal yapıyı koruma çabamla, adaydan daha fazla mücadele edip sonuçta kendimi mutlu ettim. Açıkçası burada haklılık yoktu ama mutluluk vardı.
Şimdi yeni jenerasyon ile yapacağımız 1 saatlik ek mesai bile ince bir gerginlik, gitmek isteyen gidebilir ama ben kalıyorum bu sorunu çözmeden gidemem dediğimde kalanlarım da vardı gidenlerim de ve ben 10 yıllar öncesinde yaşadığım bu saçma mülakat anısına tutunup, çok şükür diye kalanlarıma tutundum hep.
Mülakatlar kötü yapılıyor influencer söylemleri, saygısız işe alımcılar, geri dönülmeyen mülakatlar ve hatta egolarını iş arayan haklı adaylar üzerinde deneyen şuursuz pek çok yönetici ile devam ediyor ve edecek. Ego ve benlik halleri de başka bir yazıma konu olacak kadar geniş.
Ama jenerasyon farkı meselesine, önce insan sonra yönetici gözüyle bakınca tek şartın ön kabul olduğunu söyleyebilirim.
Ön kabulde bulunalım ki, hedonik felsefede, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüşe sahiptir.
Hadi şimdi yargılayalım, ben haz aramadan görevimi yaptım, kendimden önce görevlerimi düşündüm, yapılacaklar listemi kendimden ve ailemden önde tuttum, haz evdeydi ama ben işte kaldım ve görevlerimi kovaladım.
Maalesef ne biri ne diğeri doğru. Hedonik insan modeli ile sürüden ayrılmak zor ama kendinden sonsuz vererek de hayatta kalmak zor. Önceliklendirmede cam ve plastik toplar var, bunları temiz temiz ayırmadan kimse kimseyi yargılamasın bence.
Evet yapmam gerekenler vardı, fazlaca yaptım, böylece fark yarattım ve hayır cam toplar şirkette değildi ve belki de farkında olarak ya da olmadan yoluma devam ettim.
Şimdi hedonik yeni nesile kimse sataşmasın çünkü aynen stand up gösterisinde izlediğim gibi, bence bir miktar kıskanıyoruz onların keyifli hayata tutunuş tarzlarını ve ben şimdi bu yaşımdan geriye bakınca en ufak bir pişmanlık duymadan söyleyebilirim ki bundan sonrakiler daha daha daha haz, zest, keyif ve beklenti içinde gelecekler ve jenerasyonlar sürekli birbirini tartaklayacak.
Bence uyumlanma önce ön kabulle başlayacak ama kabul yeni jenerasyonun farklarına dair değil, önce bizim kendimize dair kabullerimize dayanıyor. Seçtiklerimiz bizim seçimlerimiz ve kendi doğrularımızı yaşarken şundan, bundan, yaştan, jenerasyondan dolayı değil, bizi biz yapan temel değerlerin farkında olarak, kendimiz için yaptıklarımıza ama öncesinde temel değerlerimize tutunacağız.
Bu temel değerler ile sürüden ayrılacak ya da sürüde kalacağız ama birilerinin farklılıklarını ya da beklentilerini yargılamadan, kendi oluşumuza tutunup sadece kendimizi geliştirerek yapabileceğiz tüm bunları.
Birileri görev, birileri zevk peşinde koşacak ve kendi kendimize bunların içinden kendimize ait cam topları bulup ayıklayacak ve kırılmamaları için saklayacağız.
Yani özetle önce kendimizi tanıyıp, kendimize uyumlanma zamanı geldi.
*Kötü mülakat hikayeleri efsane örneklerle başka bir yazıda gelecek ama bu sefer kötü karakter mülakatı gerçekleştirenler değil kötü adaylar olacak ve bence bolca güleceğiz.
Hırsızın hiç mi suçu yok?😅
Uyumlanma aşkına...
Narutsatrimed





Yorumlar